Kekemelikte; Akıcı konuşma kontrolü bireye özgü hazırlanan tekniklerin öğretilmesiyle her yaşta mümkündür.
kekemelik, konuşma sırasında;
- Anormal duraklar yaparak
- Sesleri ve heceleri uzatarak
- Yada tekrarlayarak
konuşma akıcılığının bozulması durumudur.
Tüm Bireylerin Konuşmaları Bir Miktar Pürüzlü Değilmidir?
Hemen hemen tüm çocuklar, konuşma gelişimlerinin ilk aşamalarında akıcılık sorunu yaşarlar. yetişkinler de konuşmaları sırasında zaman zaman araya heceler ekleyebilir, sözcükleri, söz öbeklerini ve sesleri tekrar edebilirler. Tüm bireylerin konuşması bir miktar pürüzlüdür. Ama bu tip pürüzlü konuşmalar normal kabul edilebilir ve bir nedene bağlı değildir.
Kekemeliğin Nedenleri Nelerdir?
Kekemeliğin farklı bireylerde farklı nedenleri olabilir. Yada bir kaç etken bir araya geldiğinde de ortaya çıkabilir. "Kekemeliğin nedenleri" ile "kekemeliğin sürmesi yada kötüleşmesinin" nedenleri farklı olabilir.
2005 yılında yapılan son araştırmaya göre kekemeliğin nedenleri psikolojik değil, nörolojik kaynaklıdır. Psikolojik faktörler sebep değil, tetikleyicidir.
Kekemelik Hangi Yaşta Ortaya Çıkar?
Kekemelik çok erken yaşlarda başlar (2-5 yaş) bazen ilk kez okul çağında, nadir olarak da yetişkinlikte ortaya çıkmaktadır. Gelişimsel kekemeliğin semptomları ilk olarak 2-4 yaşları arasında ortaya çıkar. İstisnai olarak ilkokul döneminde de başlayabilir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür. ilkokul döneminde erkeklerde 3 ila 4 kat fazla kekemeliğe rastlanır. Okul öncesinde çocuklar özellikle problemin ilk ortaya çıktığı dönemlerde konuşmalarının çok az farkında yada hiç farkında değillerdir. Ancak okul yılları boyunca ve sonrasında kekeme çocuklarım çoğu konuşmalarındaki zorluklara ve başkalarının konuşmalarına karşı gösterdiği tepkiye karşı giderek artan bir farkındalık geliştirirler.
Kekemelik Farkedildiğinde İlk Olarak Ne yapılmalıdır?
Kekemelik farkedildiğinde ilk olarak, çocuğunuzun değerlendirilmesi için dil ve konuşma bozuklukları uzmanına başvurmalısınız.
Bazı çocuklar pürüzlü konuşmalarının üstesinden gelebilirler, bazı çocuklar ise bunu gerçekleştiremezler.
Kekemelik sorununa, gelişiminin erken aşamalarında müdahale edilirse önlenme olasılığı artar.
Kekemelik Geliştiğinde Tedavi edilebilir Mi?
Kekemelik geliştiğinde ise hem çocukların hem de yetişkinlerin eğitimine yönelik bir çok başarılı yaklaşım vardır. Yöntemler;
- Yaşa
- Şiddete
- Türüne
- Kişiye
göre değişiklik göstermektedir.
kekemelik İyileştirilebilir Mi?
kekemelik için iyileştirme terimini kullanmaktan kaçınmak en iyisidir. "KEKEMELİK BİR HASTALIK DEĞİLDİR"
Amaç; iletişimde başarılı olmak ve akıcılığı arttırmak olmalıdır. Eski konuşma alışkanlığının değiştirilip, yeni konuşma alışkanlığının kazandırılması ve akıcı konuşmaiçin kontrolün öğretilmesi mümkündür.
Kekemeliğin Gelişimi Nasıldır?
Kekemeliğin gelişimi kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı çocuklarda konuşmanın akıcılığında belirgin bir zorluk günler, haftalar içinde ortaya çıkabilir. Bazılarında ise aylar, yıllar sonra ortaya çıkabilir. Bunun ötesinde, çocuğun kekemeliğinin ciddiyeti günden güne, haftadan haftaya değişiklik gösterebilir.Bazı çocuklarda da kekemelik, bir kaç hafta gözükmeyebilirken, durup dururken tekrar başlayabilir. Yetişkin ve gençlerde ise kekemelik semptomları çocuklara göre daha durağan olabilir. Ancak spesifik aktivitelerde konuşmalardaki akıcılıkları bazen her zamankinden çok daha iyi, bazense çok daha kötü olabilir.
Anne - Babalar Ne Yapmalıdırlar?
Çocuklar genelde pürüzlü konuşmalarının farkında değillerdir. Anne babalar çocuklarının pürüzlü konuşmasını duyduklarında;
- Dikkatlerini pürüzlü konuşmaya çekmeden
- Çocuğun nasıl söylediğine değil de ne söylediğine odaklanarak
- Çocuğun söylediğini dikkatle ve sabırla dinlemelidirler.
"Dur tekrar dene"
"Konuşmadan önce düşün"
"Daha yavaş konuş"
DEMEYİN
Nasıl söylediğine değil "NE SÖYLEDİĞİNE" odaklanın.
Yetişkin Bir Bireyin kekelediği Durumlarda Doğru Tepkiler Nelerdir?
Kekeme yetişkinlerinde aynı sabır ve dikkati görmeye ihtiyaçları vardır. Yardım etme girişiminiz endişe yaratabilir ve sorunu daha da kötüleştirebilir.
Onunla konuşurken;
- Uzağa bakmayın
- Acele etmeyin
- Sözcüklerini tamamlamayın
Akıcılık Problemi İle İlgili Genel Bilgiler ve Öneriler
- "Sakin ol", "Düşün de konuş", "Heyecanlanma" gibi telkinlerde bulunmayın. Kişi heyecanlandığı için takılmaz, takılacakmıyım acaba kaygısıyla heyecanlanır.
- O konuşurken takıldığında, ona yardımcı olmak için yaptığınız tamamlama davranışı, ona zarar verir. Söyleyeceği kelimeleri tamamlamayın
- Onu dinlerken nasıl söylediğine değil ne söylediğine odaklanarak dinleyin.
- Dinleyici rolündeyken her zaman göz göze iletişim önemlidir. Siz onu dinlerken takıldığı zamanlarda göz iletişiminizi kesmeyin, aynı devam ettirin.
- O anda takılma yaşadı diye konuyu değiştirmeyin.
- Bazen akıcılık problemi o kadar yüksek şiddette yaşanır ki, kişinin söylediği anlaşılmaz. Onu. anlamakta zorlandığınız anlarda anlamış gibi yapmayın. Onu geçiştirdiğinizi, ondan sıkıldığınızı düşünür.
- Kişi takılma yaşadığında akıcı söyler beklentisiyle, takılma olan kısmı tekrar söylemesini istemeyin. Kekemelikte tekrarlarda takılma olmama ihtimali yüksektir. Bundan dolayı, tekrar etmesi istendiğinde akıcı olsa da bu başarı demek değildir. iletişimde her zaman birinci söyleyiş önemlidir.
- Takılma yaşadı, kekeledi diye ona kızmayın. Bu kişinin elinde olan bir durum değildir. Ne çabalayınca geçer, ne de çabalamadığından olur.
- Kişi eğer okuma - yazma biliyorsa, ondan bol bol sesli kitap okuması isteniyor. Kişi akıcı okuma yöntemini bilmiyorsa, bunu istemek uygun değildir. işe de yaramaz, aksine böyle bir tutum, onun önyargılarının artmasına neden olur. Ancak yöntemi öğrendikten itibaren kitap okuması onu geliştirir. Akıcı konuşma çalışmalarını
destekler.
- Ona her zaman sevgi-ilgi gösterin, onunla ten teması kurun. Bu, onun ihtiyacıdır. Ama bu tür davranışları tam o takılma yaşadığında, takılmanın hemen ardından yapmayın. Bu çok riskli bir durumdur. Hem takılma davranışını pekiştirir hem de ona acıma duygusu gibi gelebilir.
- Sözel olmayan davranışlar da çok önemlidir. Jest ve mimiklerinizin nötr olmasına gayret edin. Üzüntü- endişe duygularınızı ona yansıtmamaya çalışın
- Akıcılık problemi, dönemsel değişikliklere uğrar. Hep aynı seyretmez. Akıcılık problemi çok yüksek şiddete çıktığında çok üzülmemek,
- Akıcılık problemi yok denecek kadar hafif bir şiddete indiğinde de çok sevinmemek en doğrusu.
- Kafeinli yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalıdır. Kafein uyarıcı özellik taşır, kas gerginliğini arttırır. Ses tellerini tutan kaslar da gerildiğinde takılmaların sayı ve şiddeti artar.
Kafeinli yiyecek ve içecekler:
-Kola
-Kahve (kafeinsiz kahve olabilir)
-Kakao (Beyaz çikolata olabilir)
- Başka bir soru sormadan önce veya başka bir cümle kurmadan önce, sorunuza karşılık verebilmesi için çocuğunuza yeterli zaman verin.
- Sözünü kesmeyin.
- Çocuğun kendi kelimesini veya cümlesini bitirmesine izin verin.
- Çocuğunuza çok fazla soru sormayın.
- Çocuğunuzun sözlü veya sözlü olmayan davranışlarını sürekli düzeltmemek konusunda dikkatli olun.
- Yavaş ilerleyen iletişimi model alın.
- Konuları çabuk biçimde değiştirmeyin.
- Günlük rutini/programı yavaşlatın.
- Zaman baskısını azaltın.
- Çocuğunuzu emir içeren cümlelerle yüzyüze getirmeyin.
- Çocuğunuzun ilerlemesi hakkındaki beklentileri azaltın.
- Geniş grupların konuşmadaki tıkanıklığı arttırabileceğini göz önünde bulundurun.
- Hangi durumların çocuğunuzun zorlanmasını azaltabilecek nitelikte olduğuna dikkat edin.
- Çocuğunuzun korkularına duyarlı bir biçimde yaklaşın.
- çocuğunuz fazla heyecanlı, endişeli veya üzgün olduğunda sakin olun ve yatıştırın.
- Yorgunluğun tutukluğu arttırabileceğinin farkında olun.
- Hayal kırıklığı ve hüsran durumlarında çocuğunuza yardım edin.
- Çocuğunuzun sözlü veya sözlü olmayan davranışlarında gözardı ettiğiniz bir şey varsa bu konuda dikkatli olun.
- Övgülerinizde cömert olun.
- İğneleyici konuşmaları, hareket ve suçlama gibi durumları azaltın.